Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Anadolu Yayıncılar Derneğince düzenlenen 'Anadolu Soruyor' programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kovid-19 testinin negatif çıktığını ve çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.

Yerli aşı çalışmaları ve TURKOVAC'a ilişkin soru üzerine Oktay, Kovid-19 sürecinin dünyadaki dengeleri sarstığını ve Türkiye'nin bu süreci sağlıklı şekilde geçirdiğini aktardı.

Oktay, salgının başından itibaren sağlık, ekonomi ve tedarik zinciri açısından her türlü tedbiri alan Türkiye'nin, güçlü bir sağlık alt yapısı olduğunu kaydetti.

Kovid-19'la mücadelede aşının stratejik bir konum kazandığını belirten Oktay, 'Türkiye olarak diğer sektörlerde yaptığımızı sağlık sektöründe de yapmak istiyorduk. Yani orada da bir yerlileşme ve millileşme hareketlerine ivme kazandırmak istiyorduk. Bu salgın bize bu fırsatı oluşturdu.' dedi.

Aşı çalışmalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın net bir iradesi olduğunu vurgulayan Oktay, belirli bir noktaya gelen firma ve hocalarla görüşüldüğünü anlattı.

Oktay, aşı çalışmalarında 7-8 firmanın öne çıktığını aktararak, 'Bunlardan bir tanesi Erciyes Üniversitesindeki Aykut Hoca'mızın aşısı, o yolu geçti. Preklinik dediğimiz önceki aşama var. Klinik aşaması ve insan üzerindeki deneyler, FAZ-1-2-3 diye ifade edilen. Acil kullanım onayını aldı. Bugün 81 ilimizde insanlarımız bunu kullanıyor. Dünyadaki ilk 9 ülkeden biri konumuna geldik.' diye konuştu.

TURKOVAC ile ilgili bütün çalışma sonuçlarının etkili ve güvenilir olduğunu ifade eden Oktay, 'Uluslararası standartlarla tüm kurullardan onaylarını alarak geçmiş, şeffaf bir yapıda ve veriler de tüm dünya ile paylaşılmış.' dedi.

'Başarılı olma şansları yok zaten'

Aşı çalışmaları sürecinde yaşanan bazı olumsuzluklara da değinen Oktay, şöyle devam etti:

'Türk Tabipleri Birliği gibi, bizler yerlilik ve millilikle uğraşırken hep böyle dışarıya karşı kompleksi olan, aşağılık kompleksi olan yapılar vardır. Kendine ve kendi insanına özgüveni olmayan, kendisinin herhangi bir şeyi başarabileceğini düşünmeyen, çok geçmişte kalan yapılar vardır. Oranın karanlığında boğulur.

Biz 2023'te aya sert inişi planlarken, o hala geçmişteki o karanlıkla, hani Anadolu'daki tabirle debelenir. Bu tür yapılar, ne yazık ki millileşme hamlemiz, kendi insanımızın, hocalarımızın ürünü olan bir aşıyı, muhalefetin oradan da farklı destekleri alarak, bunu negatif şekilde bir propagandaya dönüştürme faaliyetlerine giriştiler. Burada başarılı olma şansları yok zaten. Kim ne derse desin gerçeğin üstü kapatılamaz.'

Kovid-19 ile mücadelede iki aşı çalışmasının da sürdüğünü belirten Oktay, 'Birisi ODTÜ, diğeri Bilkent'ten iki hocamızın yaptığı bir çalışma. O da farklı bir kategoride devam ediyor, son aşamaya başlamak üzere. O da başlarsa ikinci aşımız gelecek. Bir üçüncü aşımız var, o da insan deneylerine geçmiş durumda. Yani burada önemli olan şu, Türkiye kendisinde olmayan bir kabiliyeti kazanmış durumda şu anda. Stratejik olarak Türkiye bu alanda varız diyor.' diye konuştu.

'Bu yılın sonu itibarıyla tesisler tamamlanmış olacak'

Savunma sanayindeki yüzde 15-20'lik yerlilikten, yüzde 70-80'lere gelindiğini söyleyen Oktay, bu sonuca kısa sürede ulaşıldığını belirtti.

Oktay, elde edilen teknolojiyle yeni alanlara, çalışmalara başlandığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Togg bir ortak girişim sermayesi olarak kuruldu. Yerli ve milli bir şirket olarak Türkiye'de elde etmiş olduğumuz her türlü otonom sistemlerle ilgili tecrübenin aktarıldığı bir yapı. Sadece bir araç imalatı değil, bir otomobil değil aslında bizim şu andaki yaptığımız elektrikli araç.' dedi.

Dünyanın normal otomobillerle ve elektrikli araçlarla ilgili yeni bir kırılımı yaşamak üzere olduğunu ifade eden Oktay, şu bilgileri aktardı:

'Türkiye tam doğru zamanda yeni bir segmente giriyor elektrikli araçlarda. Aynı zamanda aslında bu bir akıllı cihaz, cep telefonu gibi düşünün sürekli güncellenen. Sürekli gelişiyor. Kısmet olursa da bu yılın sonu itibarıyla tesisler tamamlanmış olacak. Bildiğim kadarıyla boyahanesinin yapım aşaması başladı. Kısmet olursa yılın ikinci yarısında tesisleri bitirmiş olacağız. Artık araç imalatında yıl sonu itibarıyla üretim bandı tamamlanmış olacak. İlk aracımız da üretim bandından çıkmış olacak. 2023'ün ilk çeyreğinde de inşallah satışa sunulmuş olacak.'

Togg'un bilişim sistemleri, otonom sistemleri ve yan sanayinin lokomotifliğini yapacağını belirten Oktay, '3-5 yıl içerisinde nasıl bir ivmelenme, kalkınma sağlandığını hep birlikte göreceğiz.' dedi.

Ekonomik gelişmelere ilişkin soru üzerine Oktay, dünyada Kovid-19 salgınının da yarattığı etkiyle tedarik zincirinde kırılmaların yaşandığını, emtia fiyatlarındaki artışın da enflasyona yansıdığını anlattı. Oktay, dünya genelinde son 30-40 yılın en yüksek enflasyon oranlarının görüldüğüne, bazı ülkelerde ürün tedarikindeki kırılma sebebiyle rafların boşaldığına işaret ederek Türkiye'nin de bu süreçten etkilendiğini fakat ürünlerde fiyat artışları görülse bile rafların boşalması gibi bir sorunun yaşanmadığını vurguladı.

Türkiye'de kasım-aralık aylarında dövizdeki hareketlenmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 20 Aralık 2021'de açıklanan tedbir paketiyle bu hareketlenmenin durdurulduğunu anımsatan Oktay, dolar yükselirken fiyatı artan ürünlerde tekrar fiyat düşüşü görmeyi beklediklerinin altını çizdi.

'Türkiye'yi dolarizasyondan çıkarmaya çalışıyoruz'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 'İş dünyasıyla da ısrarla üzerinde durduğumuz konu bu. Bu fiyatların inmesi gerekiyor. Tabii ki herkes anladığımız kadarıyla biraz daha ekonomide önünü görmeye çalışıyor. Birinci ayını neredeyse doldurdu, oradaki istikrar sağlanmış durumda. Ümit ediyoruz daha da iyiye gidecek, daha da farklı seviyelerde hep birlikte göreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.

Bu süreçte Türk lirasını yeniden değerli hale getirmek üzere atılan adımlara işaret eden Oktay, 'Liralaşma politikası diye ifade ettiğimiz adımla dolarizasyondan Türkiye'yi çıkarmaya çalışıyoruz.' ifadesini kullandı.

Oktay, bu politikayla döviz, altın gibi hem dolarizasyona hizmet eden hem de paranın ekonomiden yastık altına kaymasına sebep olan unsurları tekrar ekonomiye kazandırmak ve Türk lirasına çevirmek için çalıştıklarının altını çizerek, tüm bireyler ve iş dünyasıyla birlikte bu sağlanabilirse Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacağını söyledi.

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması

İş insanlarına ve vatandaşlara Türk lirasına sahip çıkma, bu sürece güvenme çağrısında bulunan Oktay, birikimlerini dolar, avro gibi farklı mevduatlar yerine Türk lirası olarak değerlendirenler için 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' ürününün devreye alındığını ve bu sayede kurdaki oynaklık sebebiyle kayıp yaşanmadığını aksine kazanıldığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan yeni modelle ilgili çalışmalara ilişkin de 'Altın aldın, evinde, kolunda tuttuğunda bir kazancın var mı, yok. İlave yükü de var. Bunları getirip bankaya, kuyumcuya verip bu altını istediğin zaman da geri alabilirsin. Hem bunu ekonomiye kazandıralım hem de bunun üzerindeki kazançtan sana ilave getirini verelim. Yani hem altın olarak kalsın ama ilave de kişiler bundan kazanıyor olsun.' diye konuştu.

'Türkiye'nin, ürettiği ürünler bazında bir gömlek üste çıkması gerekiyor'

Türkiye'nin ihracatta 50 milyar dolarlık bir artış sağladığına dikkati çeken Oktay, bu süreçte yatırımların artırılması gerektiğini belirtti. Oktay, 'Türkiye'nin ürettiği ürünler bazında bir gömlek üste çıkması, genişlemesi gerekiyor. İhracatçılarımızı hamdolsun durduramıyoruz desek yeridir, o kadar bütün dünyaya dağılmış durumda ki. Ne kadar üretebilirsek ihraç edebilecek kapasiteye sahibiz şu anda. Bunun için yatırımları artıralım diyoruz.' ifadesini kullandı.

'Enflasyonla mücadeleye daha da odaklanan bir paket olacak'

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin fiyat artışlarına karşı alınacak tedbirler, yastık altındaki altınların finansal sisteme entegrasyon modeli ve Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli finansman paketini yarın kamuoyuna açıklayacağını belirten Oktay, KGF destekli paketin; yatırımların, çok özel projelerin teşvik edilmesi, ayrıca ara malı olarak dışarıdan alınan ürünlerin içeride üretilmesi, yerlileştirilmesine yönelik olduğunu anlattı. Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Hazine ve Maliye Bakanlığımız bunun üzerinde çalışıyor, bugün de Cumhurbaşkanı'mızla yine görüşmeleri olacak. Bu, enflasyonla mücadeleye daha da odaklanan bir paketimiz olacak. Burada iş insanlarımızla, çalışanlarımızla, tüm vatandaşlarımızla 'Türk liramıza güveniyoruz kendi ürünlerimize güvendiğimiz gibi.' dediğimiz andan itibaren, ne enflasyon ne dövizdeki hareketlilik, bunların hepsini kırıp, yıkıp geçeriz.'

Kılıçdaroğlu'nun 'elektrik faturasını ödemeyeceği' yönündeki açıklaması

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'elektrik faturasını ödemeyeceği' yönündeki sözlerine ilişkin soru üzerine, Kılıçdaroğlu'nun sorumlu bir muhalefet partisi lideri gibi davranmadığın belirtti. Oktay, 'Muhalefetin başkanlığı, sorumluluğu beraberinde getirir, kanun dışı yolları teşvik etmez.' değerlendirmesinde bulundu.

Filyos'taki doğal gaz işletme tesisi

Enerji fiyatlarındaki artış ve Karadeniz'de bulunan doğal gaz rezervine yönelik soruya karşılık da Oktay, dünyanın bir enerji dar boğazından geçtiğine, doğal gazda da benzer durumun yaşandığına dikkati çekti. Karadeniz'de toplam 540 milyar metreküplük doğal gaz keşfinin gerçekleştiğini ve Karadeniz'in farkı bölgelerinde de sismik çalışma ile sondaj çalışmalarının genişleyerek devam edeceğini belirten Oktay, buralarda doğal gaz bulunduğu andan itibaren de bunun hızla işletmeye alınmasına yönelik çalışmaların yapıldığını aktardı. Oktay, 'Kısmet olursa bu yılın sonu, gelecek yılın ilk çeyreği itibarıyla tamamlanacak tesislerle birlikte denizin altından doğal gazın çıkarıldığı, Filyos'ta işlendiği ve milletimizin hizmetine sunulduğu bir yapıya gireceğiz. Arzumuz, beklentimiz 2023'ün ilk çeyreğinde bunu vatandaşımızın hizmetine sunmak.' açıklamasında bulundu.

Esnafın elektrik faturaları konusundaki şikayetleri

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, enerjideki fiyat artışlarının neden olduğu rahatsızlıkların farkında olduklarını belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu konuda çok hassas olduğunu vurguladı. Bu çerçevede alınan yeni kararlarla doğal gaz faturasının yüzde 75'inin, elektriğin de yüzde 50'sinin devlet tarafından sübvanse edildiğine dikkati çeken Oktay, sondaj çalışmalarından elde edilen yeni sonuçlarla da bunları daha az maliyetle vatandaşa sunmayı hedeflediklerini vurguladı.

Oktay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in elektrik dağıtım şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle bugün bir araya geldiğine işaret ederek 'Bazı STK'ler ile küçük işletmelerin, esnafın dile getirdiği sıkıntıların nasıl hafifletilebileceğiyle alakalı elektrik dağıtım firmalarıyla görüşmeler bugün de devam ediyor. Kabineye kadar da bununla ilgili çalışmalar olacak. Bunu önümüzdeki hafta yapılacak ilk kabinede değerlendireceğiz. Cumhurbaşkanımızın onayıyla da bir somut karar çıkacaktır.' dedi.

'Tarımsal destekleri 30 milyar liraya çıkarmayı hedefliyoruz'

Vatandaşın lehine yapılabilecek her hususun dikkate alındığının ve gereken adımların atıldığının altını çizen Oktay, çiftçilerin gübre ve mazotta yaşadığı sıkıntıların çözümüne ilişkin çalışmaların da yapıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 'Gerek mazot destekleriyle gerek gübredeki teşvikler ve onların artırımıyla alakalı ciddi çalışmalarımız var. 24 milyar lirayı aşkın tarımsal destek ödememiz var, 2022'de de bunu 30 milyar liraya çıkarmayı hedefliyoruz. Mazot ve gübre desteği 4,7 milyar liraydı, 3,2 milyar lira daha ilave destekle 8 milyarlık destek vermeyi arzu ediyoruz.' açıklamasında bulundu.

'Eren operasyonlarında çok ciddi sonuç aldık'

Terörle mücadelede elde edilen başarıyla ilgili soru üzerine Oktay, Türkiye'nin terörle mücadeleye devam ettiğini ve ilkeli bir mücadele yaklaşımı olduğunu anlatarak 'İçeriye baktığınızda 'Eren' serisi operasyonları ve diğer operasyonlarda aynı şekilde çok ciddi sonuç aldık. Terör örgütlerine katılım sadece minimuma değil, artık 3'le, 5'le sayılır hale geldi. Geçmişle kıyasladığınızda bazen tüm ayda bir kişiyi bile alamayacak hale geldiler.' ifadesini kullandı.

Oktay, sınır ötesinde terör örgütlerine yönelik mücadelenin devam ettiğini hatırlatarak 'Buradan uluslararası camiaya vereceğimiz mesaj da şudur, teröristin iyisi kötüsü, senini benimi olmaz. Terörle mücadele etmek için devletler, başka terör örgütleriyle terörle mücadele edemezler.' diye konuştu.

'Türkiye, Rusya-Ukrayna krizinde de kendisini gösterdi'

Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginliğe de değinen Oktay, şunları kaydetti:

'Bu sorunun aşılmasıyla alakalı da Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Burada da gene Recep Tayyip Erdoğan faktörü gündeme geliyor, bir dünya lideri. Gerçekten de liderler arasında da dünyada da etkinliği olan bir konumda. Dolayısıyla özellikle Cumhurbaşkanı'mızın liderler seviyesinde yürüttüğü diplomasi ve ülkeler üzerinde Türkiye'nin elde ettiği diplomatik başarı diye ifade etmek istiyorum bunu. Rusya-Ukrayna krizinde de kendisini göstermiş durumda.'

Oktay, Ukrayna'nın Türkiye'nin arabuluculuğunu kabul ettiğini ve aynı çalışmanın Rusya'yla da yapılacağını anımsatarak 'Orada da benzer sonuç alınırsa inşallah o krizin daha da düşebileceği en ciddi çalışma şu anda Türkiye tarafından yürütülmekte.' değerlendirmesini yaptı.

'Bölgemizde çok pozitif bir atmosfer hakim'

Türkiye'nin İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yönelik dış politikasına ilişkin soru üzerine Oktay, Türkiye'nin kendisine karşı yapılan çalışmalara yönelik tavrını son derece net koyduğunu dile getirdi. Oktay, ülkelerin duruşu, söylemi, yaklaşım tarzı değiştiğinde Türkiye'nin de otomatik olarak tarzı, söylemi ve duruşunun değiştiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

'Şu anda bölgemizde hamdolsun çok pozitif bir atmosfer hakim. Burada da bunu BAE ile yaşıyoruz. Çünkü geçmişe baktığımızda, yaşanan süreçte aslında BAE'nin de Türkiye'nin de buradan kazançlı çıkmadığı malumdu. Bunu biz izah da ediyorduk, anlatmaya da çalışıyorduk ama belki anlatmada biraz sıkıntı çekiyorduk. Şimdi BAE de bunu görmüş durumda. Bunu açıkça da ifade etmiş durumdalar. Bir araya geldiğimizde de görüldü ki ortak çalışılabilecek alanlar ve ortak çalışıldığında her iki ülkenin vatandaşlarının kazanımları, farklı olduğundaki zamanın çok ötesinde. Şimdi birlikte nasıl çalışabiliriz noktasına geldi.'

Türkiye'nin Filistin sorununa bakış açısında bir değişiklik olmadığına dikkati çeken Oktay, şunları kaydetti:

'Orada da ilkeli duruşumuz söz konusu. Orada farklı bir yaklaşımımız yok. Bu hassasiyetimizi İsrail zaten ilk günden beri biliyor, bugün de biliyor. Cumhurbaşkanımızın buradaki net duruşunu herkes bilir. Hem sorunun giderilmesi hem de bölgesel iş birliğinin geliştirilmesiyle ilgili her iki ülke tarafından bazı girişimler olmuştur. O da artık en üst noktaya gelmiştir. Her iki ülke cumhurbaşkanlarının görüştüğü bir aşamayı ve mart ayında İsrail Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi ziyaret edeceği bir dönemi yaşıyoruz.' AA