Peace ve ABD Adalet Bakan Yardımcısı Lisa Monaco, New York Doğu Bölge Mahkemesinde görülen davada Lafarge'ın, hakkındaki "DEAŞ'a yardım etme" suçlamasını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı.

Lafarge ve Suriye'deki kolunun Adalet Bakanlığı tarafından, yabancı terör örgütüne destekle suçlanan ilk şirketler olduğunu belirten Peace, "Lafarge, şeytanla anlaşma yaptı." ifadesini kullandı.

ABD'de görülen davada Fransız çimento üreticisi Lafarge'ın, terör örgütü DEAŞ'a yardım etme suçunu kabul ettiği ve 777,78 milyon dolar ceza ödemeye razı olduğu duyurulmuştu.

"Başka şirketler kendilerini terör örgütlerinin eline teslim etmedi"

Monaco ise Lafarge'ın 750 milyon dolardan fazla para cezası ödeyeceğini belirterek, "Uluslararası terörizm ile mücadele ederek ulusal güvenliğimizi korumak Adalet Bakanlığının önceliğidir." ifadesini kullandı.

Şirketlerin işlediği suçların cezalandırılmasının da öncelikleri olduğunu vurgulayan Monaco, "Bugünkü karar göstermiştir ki şirketler ya da yöneticileri ulusal güvenliğimizi tehdit ederse, bunun da cezası olur." ifadesini kullandı.

Monaco, Lafarge'ın sağladığı maddi destek ile DEAŞ ve El Nusra'nın Suriye'de alan kazandığını ifade ederek, "Şimdi birçok şirket bölgede doğru tercihi yaptı. Kendilerini terör örgütlerinin eline teslim etmedi." dedi.

AA belgeleriyle Fransız Lafarge'ın DEAŞ'a finansmanı kanıtlandı

Anadolu Ajansı, 7 Eylül 2021'de Fransız şirketi Lafarge’ın terör örgütü DEAŞ’ı Fransa istihbaratının bilgisi dahilinde finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamıştı.

Belgelere göre, Lafarge, terör örgütü DEAŞ'la ilişkisi hakkında Fransız istihbarat servislerini sürekli bilgilendirdi. Fransız istihbarat ve devlet kurumları, Lafarge'ı terörü finanse ederek insanlığa karşı suç işlediği konusunda uyarmadı ve bu durumu gizli tutanaklarda itiraf etti. DEAŞ, Lafarge'dan aldığı çimentoları sığınak ve tünel yapımında kullandı.

Şirket hakkında Haziran 2017'de açılan soruşturma kapsamında, Lafarge'ın Yönetim Kurulu Başkanı Bruno Lafont'un da aralarında bulunduğu bazı üst düzey yöneticiler "teröre finansman sağlamak" ile suçlanmıştı.

Haziran 2018'de şirkete yöneltilen "insanlığa karşı suçlara ortak olmak" suçlaması Kasım 2019'da düşürülmüştü.

Davaya müdahil olan sivil taraflar yolsuzlukla mücadele sivil toplum kuruluşu Sherpa ile Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi, suçlamanın düşürülmesine itiraz ederek Yargıtaya başvurmuştu.

Fransa Yargıtayı, 7 Eylül 2021'de Lafarge'ın Suriye'de DEAŞ'lı teröristlere finansmanı nedeniyle "insanlığa karşı suça ortak olmak" suçlaması yöneltilebilmesinin önünü açan kararı almıştı.

Paris Temyiz Mahkemesi de 18 Mayıs'ta Suriye'de terör örgütü DEAŞ'a finansman sağladığı, AA'nın ulaştığı belgelerle ispatlanan Fransız çimento devi Lafarge'a "insanlığa karşı suça ortak olduğu" iddiasıyla soruşturma açılmasını onaylamıştı.

Şirketin Suriye'de kuruluşundan DEAŞ'a finansmana uzanan süreç

Dünyanın en büyük çimento şirketlerinden Fransız Lafarge, Suriye'de Mart 2011'de başlayan iç savaşa rağmen faaliyetini sürdürdü.

Terör örgütü DEAŞ'ın bölgeyi ele geçirmesine rağmen üretim faaliyetlerini sürdüren şirket, 2014'ün sonlarında çalışmalarını sonlandırdı ancak şirketin Çelebiye bölgesindeki faaliyetlerini devam ettirebilmek için DEAŞ'a "haraç" ödemenin dışında örgütten malzeme ve akaryakıt temin ettiği ifşa oldu.

Şirket, Temmuz 2015'te İsviçreli rakibi Holcim ile birleşerek isim değişikliğine gitti.

Tesisin bir bölümüne 2015 başlarında yerleşen ABD ve Fransız askerleri, Türkiye'nin 9 Ekim 2019'da Suriye'de terör örgütlerine karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı öncesinde, yaklaşık 4,5 yıl boyunca buranın bir kısmını üs olarak kullandı.

TRT World de Kasım 2021'de yayımladığı "The Factory" isimli belgeselinde Fransız devletiyle yakın ilişki içinde olan Lafarge'ın, terör örgütü PKK ve DEAŞ'a 10 milyonlarca dolar ödeme yaptığını belgeleriyle ortaya koymuştu. AA