Röportaj: İshak POLAT / Şanlıurfa Aşevi Derneği yetkililerinden Aziz Hoca (Abdülaziz Kutluay) ile 26 yıldır ihtiyaç sahibi Şanlıurfalılara sıcak yemek ve çeşitli ihtiyaç malzemeleri dağıtan Şanlıurfa Aşevi Derneğinin faaliyetlerini konuştuk.

Şanlıurfa Aşevi Derneği ne zaman ve nasıl kuruldu?

Şanlıurfa Aşevi derneği 1993 yılında kuruldu. O yıllarda Vakıf, Dernek, gibi STK'larda faaliyet gösteren arkadaşlarımız ile en az ayda bir kez bir araya gelir, toplumu ilgilendiren konularda neler yapılabilir? Noktasında istişareler ederdik. Bir ara ( Allah rahmet eylesin ) Prof. Dr. İbrahim Canan hoca bir toplantıda şunları söyledi;

- Ben Urfa'yı bir Medine olarak görüyorum. Belki siz Urfa'da yaşadığınız için hmiyorsunuz ama benim nazarımda Urfa Türkiye'nin Medine'sidir. Medine'de özellikle Ramazanda yemek çıkartılır, dağıtılır. Bizde Urfa'da böyle bir şey yapalım dedi.

Ben de

- Hocam bize iş çıkarma. Aş işi biraz meşakkatlidir.' Dedim .

Ama daha sonra Ramazan ayında olmak üzere 1 aylık bir süreçte ihtiyaç sahiplerine iki çeşit sıcak yemek dağıtmak üzere bir karar aldık. Zaten Aşevi Derneğimizin olduğu bu yer Dergah Vakfınındı. İlk olarak 1993 yılında 50 aileye iki çeşit ve bir öğün olmak üzere yemek vermeye başladık.

Daha sonra bu işe omuz veren, hayırda bizimde katkımız olsun diyen insan sayısı arttı. Son üç yılda ise arkadaşlarımız dediler ki bu işi daha da genişletelim. 5 kişi nöbette ama bu nöbetçilerden birisi rahmetlik oldu. Halit abi hasta. Elde üç nöbetçi kaldı. Bu işi daha da kurumsallaştırmak üzere Şanlıurfa Aşevi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kuruldu. Tamamen şeffaf, hesap verebilirliği olan, derneğimiz Elhamdülillah, yardımseverlerimizin, STK'larımızın, İlgili kurum ve kuruluşlarımızın desteği ile bugünlere geldi.

Günümüzde Derneğimizin yardım kalemleri nelerdir? Ve bu yardım kalemlerinden kaç ihtiyaç sahibi faydalanıyor?

Şanlıurfa Aşevi Derneği günlük olarak ortalama 1.000 aileye sıcak yemek dağıtıyor. Bu aileleri nüfuslarına çarparsak 10 bin ile 12 bin ihtiyaç sahibine sıcak yemek dağıtıyoruz. Bunun yanı sıra elbise, ayakkabı, nakdi yardımlarımızın yanı sıra kırtasiye yardımlarımız oluyor. Şunu da belirtmek isterim; sıcak yemek yardımlarımız bazen 850 aileye düşebiliyor. Onun sebebi ise bazı ailelerimiz mevsimlik işçi olarak Urfa dışına gidebiliyor. Ama bu rakam Ramazan'da 1.200 aileye de çıkabiliyor. Eskiden gönüllü doktorlarımız vesilesi ile sağlık yardımında da bulunuyorduk ama günümüzde 18 yaşına kadar devlet sağlık hizmeti verdiği için artık bu konuda hizmetimiz artık yok gibi.

Şanlıurfa Aşevi Derneğinin yardımlarından kimler faydalanıyor? İhtiyaç sahipleri size nasıl müracaat ediyor?

Öksüz, yetim, dul, hükümlü eşleri ve aileleri başta olmak üzere tüm ihtiyaç sahiplerine kapımız açık. Derneğimizin başta yemek olmak üzere faydalanmak isteyen ihtiyaç sahipleri bize müracaat ettiklerinde kayıt büromuz gerekli incelemeleri yapıyor. Tabi bu incelemeleri yaparken Sosyal Yardımlaşma Vakfı, Muhtarlıklar gibi ilgili yerlerden yardım alıyoruz. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra ihtiyaç sahibi kardeşimize resimli bir belge veriyoruz. Bu belge ile yemeğimizi veriyoruz. Tabii ki sadece yemek değil, giyecek, ayakkabı, kırtasiye gibi yardımlarımız var. Birde şunu eklemek istiyorum; burada sadece yardıma vesile olmuyoruz. Özellikle kız çocuklarımızın okula gönderilmesi konusunda çok mesafeler kat ettik. Çünkü eğitim her şeyin önündedir ve bizde özellikle kız çocuklarımızın eğitim almasını arzu ediyoruz.

Urfalı hayırseverlerin Aşevine ilgisi ve desteği nasıl?

Allah onlardan kerrat sefer razı olsun. Bütün bu hayrın kaynağı onlar. Onlar olmasa bu işler asla olmaz. Bakın ilk bir iki yılda bir yadırgama vardı. Ama Hal Pazarı, Kapaklı Pasajı esnafı, diğer esnaflarımız, hayırseverlerimiz inanın kendi elleri ile yardımlarını getirip bu hayra ortak oluyorlar. Sadece Urfa de yaşayan vatandaşlarımız değil başka şehirlerdeki Urfa vatandaşlarımız da yardım ediyor. Bu nakit yardımı olduğu gibi adak kurbanı, Akika kurbanı şeklinde ve gerek bizzat kendileri getirip burada kesmek gerek se bize vekalet vererek bu kurbanlarını bize bağışlıyorlar. Kurban Bayramında bize bağışladıkları kurbanları tecrübeli kasaplarımız bizzat gidip kesiyor. Mesela şimdiye kadar Elhamdülillah ete para vermedik. Biz bu etleri Kurban Bayramında ihtiyaç sahiplerine dağıttığımız gibi soğuk hava depolarımızda muhafaza edip kullanabiliyoruz. Vatandaşlarımız, hayırseverlerimiz o kadar cömertler ki Allah onlardan bin kere razı olsun.

İlgili ve yetkili kurumların desteği nasıl?

Allah hepsinden razı olsun. Valiliğimiz, Belediyelerimiz, Kaymakamlıklarımız, Dernek ve STK'larımız bizi desteklediler ve desteklemeye devam ediyorlar.

Şanlıurfa Aşevi Derneği her görüşten insanın itimat ettiği, bağışta bulunduğu bir dernek bu teveccühün sebebi nedir?

Bunun sebebi tamamen güven ve insanlarımızın duyarlılığı. Hayrın her hangi bir ideolojisi, mezhebi, ırkı, dünya görüşü olmaz. Bizim derneğimiz zadece hayrı amaç edinmiş hayırsever ile ihtiyaç sahibi arasında köprü olan bir dernektir. Derneğimize her dünya görüşünden kardeşimiz bağışta ve ziyarette bulunuyor. İhtiyaç sahiplerine gelince de ' Mazluma dini sorulmaz' prensibi gereğince buradan faydalanan insana da hiçbir şey sorulmaz ve sorulmamıştır da. Yıllar önce birisi sormuştu; Hocam burası İslami bir yardım kuruluşu mu? Yoksa İnsani bir Yardım Kuruluşu mu? Diye. Bende dedim ki burası İnsani bir Yardım Kuruluşu. Evet, İslami anlamda zekat, fitre, gibi çok avantajımız var. Ama dediğim gibi hayırseverliğin ve ihtiyaç sahipliğinin dini, ideolojisi olmaz ve bu manada da Şanlıurfa Aşevi, Urfa'nın ortak bir değeridir.

İlk yılların çilesi mi?, yoksa zahmetleri mi diyelim? Nelerdi?

İlk yıllar gerçekten biraz zahmetliydi. İlk başladığımızda o zaman sadece iki tane kara kazanımız vardı. Yemekleri odun ile pişiriyorduk ve özellikle kışın odunlar yanmaz gazyağı ile odunları yakmaya çalışırdık. İlk yıl bir ay Ramazanda yemek verdik . Daha sonra aile sayısı 250'ye çıktı. Yemek verme süresi 3 aya çıktı. İlk başlarda malzeme konusunda sıkıntımız vardı. Mesela ilk olarak Hal Pazarı esnafımıza gittiğimiz zaman biraz yadırgamalar vardı ama ikinci sene Allah onlardan razı olsun esnafımız ellerini taşın altına koydu ve bu işi sahiplendiler. Derken yıllar içerisinde aile sayımız çoğaldı ve hayırseverlerimizde çoğaldı ve günümüze kadar geldik. Günümüzde de sıkıntılarımız oluyor mu? Evet oluyor. Ama Rabbim bir şekilde bu ihtiyaç sahibi insanların rızkını gönderiyor ve sıkıntımız aşılıyor.

Hayırseverler, STK'lar ve kuruluşların gerçekten güzel bir desteği var. Ama sizin tabirinizle bu işe nöbetçi yapılanlar, bu işe gönlünü, yüreğini koyanlar var. Bize bu kişilerden bahseder misiniz?

Allah razı olsun bu hayra vesile olan çok insan, STK var. Bu hayra destek veren STK temsilcileri beş kişiyi nöbete diktiler. Abdülaziz Kutluay hoca sen emeklisin, Ali Topal hoca sen Ulu Camii imamısın ve buraya yakınsın, Mehmet Emin Demirkol hocamıza hadi sende nöbete, Rahmetlik Baki Özmen ,Rahmetlik Şevki Kablama, Allah acil şifalar versin Haluk Kaplama abimiz olmak üzere beş kişiyi nöbetçi diktiler. Her ne kadar bu beş kişi nöbetçi olsa da bu hayrın arkasında bir çok kişinin emeği katkısı var. Allah hepsinden razı olsun.

Hayra vesile olmak, köprü olmak nasıl bir duygu?

Açın halinden aç olan anlar. Şahsımı söyleyeyim; annem ölmüştü, babam fakirdi ve ben çok zor şarlar altında büyüdüm. Ben çay satarak büyüdüm. Allah selamet versin eski Belediye Başkanımız İ. Halil Çelik ile birlikte çok Rafet Usanın yanında, Demirci Pazarında çaycılık yaptım. Ben buralardan geldim. Açlığın, yokluğun ne olduğunu iyi bilirim. Dolayısı ile burada bir yetime, bir öksüze, ihtiyaç sahibine yardımcı olabilmenin sevincini tarif edemem. Bu duygunun tarifi yok ancak yaşanabilir. Ama bu iş sadece fakirlikten gelmekten geçmiyor. Diğer arkadaşlarım da daha çok emek veriyor, çaba sarf ediyor. Özetle bu iş gönül işidir, gayret işidir. İnfak işi hakikaten zor bir iş, Peygamber Efendimizin yakasını tutturan iştir. Peygamber Efendimizin yakasını harpte dahi kimse tutamamıştır ama bir Bedevi İnfak dolayısı ile Peygamber Efendimizin yakasına yapışmış ' hakkımı tam vermediniz' demiştir. Peygamber Efendimiz gerekli tahkikatı yaptırıp ona bir şeyler verdirmiş ve ' Memnun oldun mu?' diye sormuş o da ' Evet memnun oldum' demiştir. Yani bu işler hakikaten hassas işler ve gönül, fedakarlık gerektiriyor. Tabi hayır hasenat işlerinin muzır manileri çok olur. Bazen sıkıntı olsa da Elhamdülillah her şey ortada ve hesaplı kitaplı, kayıtlı olduğu için sıkıntılara fitnelere kulak asmıyoruz.

Dile kolay, 26 yıl. Yaşadığınız, şahit olduğunuz olaylar, anılar boldur.

Evet 26 yıl. Çeyrek asır. Bize yardımda bulunup ta daha sonra buradan insanlara şahit olduk. Buradan yardım alıp ta günümüzde bağışta bulunan insanlara şahit olduk. Dile kolay 26 yıl. Biz buradan faydalanan insanlar ile bir aile gibiyiz. Hatta gibiyiz değil aileyiz. Bu yaşananlara, insanların hallerine şahitlik etmek gerçekten insanın halet-i ruhiyesinde değişik izler bırakıyor. Bir anı; bir ailemiz. Yıllar önce Baba askerde, annenin kimsesi yok. Çocuklarının ameliyat olması lazım. O zaman sağlık işlerinde de yardımcı oluyorduk. Aldık o çocuğumuzu Adana da ameliyat ettirdik. Yıllar sonra o çocuk geldi elimizi öptü. Annesini babasını getirmiş. Kurban kesecek, yardım edecek. Olayı anlattı biz duygulandık tabi. Şanlıurfa Aşevinin durumunu ortaya koymak açısından ilginç bir durum yani.

İhtiyaç sahiplerinde bir artış veya azalma söz konusu mu?

Allah Devlete zeval vermesin. Son yıllarda Sosyal Devlet gereği Devletimizin yaptığı yardımlar, kardeş kuruluşlarımızın sayısın artması, insanlarımızın gelir seviyesinin artması ile birlikte eskiye nazaran taleplerde bir azalma söz konusu. Ama yine de bir ihtiyaç söz konusu tabi. Ama şunu belirtmek te gerekiyor; aş vermek, giydirmek güzel de en önemlisi eğitim. Bizim bu eğitim işine daha çok eğilmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Urfa'da bir atasözü haline gelmiş bir durum söz konusu. ' Aziz Hoca'nın Aşevini geçti' ' Aziz Hoca'nın Aşevi gibi' diye.

( Gülüyor) Geçen tıp fakültesine gittim. Hocalarımız helallik istedi. ' Hocam kalabalık olunca burası Aziz Hoca'nın Aşevini geçti diyoruz' diye. Ben de ' Ben haram etmedim ki helal edeyim. Yine de helal olsun' dedim. İşin latifesi bir yana ; Aşevi Aziz Hocanın değil ki. Tüm Urfalıların, tüm hayırseverlerin. Bizler sadece nöbetçiyiz. Burada fakir, fukara, gureba sebepleniyorsa, ihtiyacı gideriliyorsa bunun hayrı tüm hayırseverlerin ortak paydasıdır. Bizler arkadaşlarımız ile bir vesileyiz. Bakın 26 yıl. Ortaklıklar bile bu kadar sürmez. Bizi bir arada tutan bu hayır işidir.

Bu kadar yıl burayı ayakta tutabilmenin sırrı nedir?

Urfalıların güzel bir deyimi var ; ' Sırr-ı Huda' hakikaten bu durum Huda'nın bir sırrı. Bakıyorsunuz bir şeylerimiz bitmiş, azalmış ama bir yerden yardım geliyor Elhamdülillah. Birde bu kadar yıldır burayı ayakta tutabilmenin sırrı güvende. Güven cam gibidir. Kırıldı mı tamir edemezsiniz. Elhamdülillah biz bu güveni Urfalılara ve hayırseverlere verebilmişiz.

Yerel medyanın Şanlıurfa Aşevi'ne olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şanlıurfa'da faaliyet gösteren tüm basın mensubu arkadaşlarımızdan ve basın kuruluşlarımızdan Allah razı olsun. Şimdiye kadar bize destek verdiler. Bakın binlerce insan buradan faydalanıyor. Elbette sıkıntılar olacaktır, gazeteci arkadaşlarımız hatamız varsa bizi ikaz ettiler ama hiçbir zaman güzelin dışına çıkmadılar. Ben verdikleri destekten dolayı tüm gazeteci arkadaşlarıma ve medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.

Hocam eklemek istedikleriniz nelerdir?

Öncelikle size ve gazeteniz GAPGündemi'ne bu fırsattan dolayı teşekkür ediyorum. Sizin aracılığınız ile tüm Urfalı kardeşlerimize ve hayırseverlerimize en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum.