Yüksel POLAT / Geçtiğimiz günlerde 2 Şanlıurfalı vatandaşın öldürülmesi sonrasında Şanlıurfa'da yaşayan Suriyeli sığınmacılar yönelik yaşanan olaylar üzerine Şanlıurfa'da faaliyet gösteren STK temsilcileri ortak bir basın toplantısı düzenleyerek Şanlıurfalıları sükunete ve itidalli olmaya çağırdı. Suriyeli mültecilerin ülkelerindeki kan ve gözyaşından kaçarak Şanlıurfalıların merhametine ve ev sahipliğine sığındığının hatırlatıldığı toplantıda ortak bir basın açıklamasında bulunuldu.
Memur Sen binasında yapılan basın toplantısında şu açıklama yapıldı; ' 27 Eylül 2018 Perşembe günü yaşanan tatsız hadisede hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, Kederli ailelerine sabırlar dileriz.
Peygamberler şehrinin şanlı halkına sesleniyoruz:
Kendi ülkelerindeki rejimin zulmünden kaçarak ülkemize gelen 3,5 milyon; ilimize sığınan 500 bin civarında mazlum muhacir Suriyeliyi misafir etmekteyiz. Bizler, hem insani ve hem de İslami görevimiz gereği 'Ensar' düsturuyla her türlü misafirperverliği gösterdik. Ancak bir elin tüm parmakları bir olmadığı gibi, insanlar da hepsi aynı değildir. Sayıları az da olsa, toplumumuzun huzurunu kaçıran, çeşitli suçlara karışanlar oldu. Devletimiz gerekeni yaparak bu suçlu güruha gereken cezaya verdi ve vermektedir.
Şanlıurfa STK'ları olarak hiç bir suçluyu mazur görmedik göremeyiz. Suçlu mutlaka cezasını çekmelidir. Ancak masum hiç bir kimse de başkasının suçunun cezasını çekmemelidir.
Urfalı Kardeşlerimize tavsiyemizdir. Ülkemiz 7 düvele karşı fiili olarak savaştadır. Düşmanlarımız, bazen terör örgütleri; bazen ekonomi; bazen de ajan-provokatörler vasıtasıyla halkı kışkırtarak kaos çıkarmak istemektedir. Geçmişte Sağcı-Solcu; Sünni-Alevi; Kürt-Türk; şimdi de Türkiyeli ve Suriyelileri karşı karşıya getirmek istemektedir. Bu oyuna gelmeyelim. Her kes imkanı dahilide muhacir komşusuna her türlü insani yardımı yapmaktan geri durmasın. 7 yıldır yaptığımız büyük Ensarlık görevimizi yapmaya devam edelim. Devletimize güvenelim. Polis, jandarma ve yargımızın işini zora sokacak davranışlardan kaçınalım. Bu insanlar isteyerek ülkemize gelmediler. Bu insanlar savaştan dolayı can mal ve namus güvenliği için muhacir olup bize sığındılar. Ensar olarak bu mazlum muhacirlerin sadece midesini doldurmak değil; Malını, Canını ve Namusunu korumak da bizim görevimizdir. Unutmayalım ki, biz bu insanları sınır dışı edersek, ne gidecekleri bir yerleri ve ne de Sığınacak kimseleri var.
Suriyeli Kardeşlerimize Sesleniyoruz: Her misafir, ev sahibine tabidir. Sizi barındıran, sahiplenen, evini aşını sizinle paylaşan Ensar kardeşlerinizi rahatsız edecek hal ve davranışlarda bulunmayın. Çarşıda, sokakta parkta daha çok nezaketli davranın. Aranızda yanlış yapanları uyarın.
Valiliğimiz ve Emniyet Mensuplarımıza sesleniyoruz:
Özellikle geceleri kontrollerin sıkılaştırılmasını; Halka en ufak rahatsızlık verenlerin mutlaka sınır dışı edilmesini; Özellikle Rabia Meydanı- Balıklıgöl güzergahının daha sıkı denetlenmesini; Alın teriyle çalışmak, kimseye el açmamak için borç harçla açılan işyerlerine zarar verilmemesi için daha itinayla hareket edilmesini; Halkımızı sokaklara dökmek isteyenlerin, gerek sosyal medyada ve gerekse sahada daha sıkı bir denetimle, caydırıcı müeyyidelerin hızlıca uygulamasını istiyoruz.
Son olarak diyoruz ki:
Daima hoşgörünün sembolü olan şehrimizde; kimsenin dinini, dilini, ırkını sormadan; hep birlikte, kardeşçe, huzur içerisinde yaşamak istiyoruz.
Unutmayalım ki: Her insan ya yaratılışta eşin; ya da dinde kardeşindir. Saygılarımızla...