Haber Merkezi / Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Halfeti İncisu Sosyal Tesislerinde düzenlenen, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, Halfeti Kaymakamı ve İlçe Belediye Başkan Vekili Şeref Albayrak, İl Jandarma Komutanı Albay Nuri Öztürk, İl Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu ile çok sayıda davetlinin katıldığı festivalde, Halfeti'deki işletmelerin menülerinde yer alan meyve yemekleri eşliğinde iftar yapıldı, eşsiz lezzetler katılımcıların beğenisine sunuldu.
İftar öncesi festival kapsamında hazırlanan meyve yemeklerini inceleyerek aşçılardan bilgi alan Vali Erin, programa katılan Tayland'lı turistlerle de bir süre sohbet etti. Programdan sonra Halfeti ilçe merkezine geçerek esnafı ziyaret eden Vali Erin, bir kahvehanede de vatandaşlarla bir araya gelerek hasbihal etti.


'HASSAS VE KRİTİK BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'
Halfeti'deki programda bir konuşma yapan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, ülke ve dünya gündemi, terör, ekonomik durum, Kürt meselesi ve Şanlıurfa'nın ekonomik gelişmeleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Ülke olarak son derece hassas ve kritik bir dönemden geçildiğini belirten Vali Erin, bu durumun devlet büyüklerinin ve siyasi alanda faaliyet gösteren siyasetçilerin her seçimden önce söylediği bir söz olduğunu, ancak okuyan ve dünyadaki gelişmeleri takip edenlerin gördüğü gibi bu sözün anlamına en uygun bir dönem yaşandığını söyledi.
Türkiye'de 24 Haziran'da bir seçim olacağını ve bu seçimde milletin iradesine göre oluşacak yeni bir hükümet yönetim sistemine geçileceğini hatırlatan Vali Erin, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tabir ettiğimiz, devletin, milletin refahının artması, kalkınma ve gelişmenin daha süratli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi, hiyerarşik tabakaların daha asgari düzeye indirildiği, işlerin daha hızlı yürüdüğü bir sisteme, milletimizin kararı sonrası geçmiş olacağız' dedi.
Yaşanan Ramazan ayının, önümüzdeki günlerdeki Kadir Gecesinin, Bayramın ve ardından gerçekleşecek seçimlerin ülkemize, tüm İslam alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini dileyen Vali Erin, Ramazan ayının başlangıcında Filistin'de yaşanan katliamı şiddet ve nefretle kınadıklarını dile getirdi.
'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Filistin ile birlikte tüm mazlum halkların, zulme uğramışların, çaresizlerin yanında olmaya devam edeceğiz' diyen Vali Erin, 'Filistinli kardeşlerimizin yanında hiç kimse kalmasa bile, bu millet tıpkı Suriyeli kardeşlerimizin yanında durduğu, onlara kucağını ve evini açtığı gibi, Afgan kardeşlerimize kapısını sonuna kadar açtığı gibi, aynı şekilde Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürt kardeşlerimizin maruz kaldığı zulüm sonrasında göç ettikleri, emniyet yurdu olduğumuz gibi, Filistinli kardeşlerimizin yanında da hiç kimse durmasa da biz durmaya devam edeceğiz' diye konuştu.


'TERÖRÜN ÇİRKİN YÜZÜNÜ BİR KEZ DAHA GÖRDÜK'
Ramazan ayı başlangıcında, Halfeti Yukarı Göklü Jandarma Karakoluna yönelik düzenlenen terör saldırısını hatırlatan Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:
Seçimlerin başında ve bu mübarek günlerde hain yüzünü gösteren, başta PKK olmak üzere bölücü terör örgütlerinin ve onlara destek verenlerin çirkin yüzünü bir kez daha gördük. Onların saldırdıkları aslında bir jandarma karakolu değil. Onların bu eylemle ortaya koymaya çalıştıkları, hızlı bir şekilde kalkınan, gelişen, refah düzeyi artan, altyapı, üstyapı anlamında büyük hizmetler alan Halfeti'nin daha müreffeh, daha kalkınmış bir noktaya gelmesini engelleme girişimidir.
Bakınız, geçen yıl Şanlıurfa olarak geçen yıl Güneydoğu Anadolu bölgesinde en fazla turist alan il olduk. Bir milyona yaklaşan geceleme sayısıyla, Şanlıurfa yıllardır terörden dolayı değerlendiremediği birikimini ve potansiyelini değerlendirmeye başladı. Yurt içinde ve yurt dışından Şanlıurfa'nın merkezine, Halfeti ağırlıklı olmak üzere Şanlıurfa merkeze, Harran'a, Viranşehir'e akın eden yerli ve yabancı turist akını yaşandı. Bunun, geleceğe yönelik büyük umutlar ve turizm sektöründen elde edeceğimiz büyük kazançların habercisi olduğunu biliyorsunuz. Halfeti, bu gelişmeden en fazla payını alan ilçemizdir. 2018'in ilk dört ayında da Halfeti ziyaretçi rekoru kırdı. Dolaysıyla bu girişim ve eylemlerin, bu saldırıların Halfetili bütün kardeşlerimizin ekmeğine, huzuruna, kalkınmasına, gelişmesine, daha ileri noktalara taşınmasına yönelik yapılan hain bir saldırı olduğunu bir kez daha açık bir şekilde ifade etmek lazım. Güvenlik kuvvetlerimiz bu saldırıyı gerçekleştiren hainleri er veya geç yakalayacak, adaletin önüne çıkaracak ve bu millete ve adalete hesabını ödemekle karşı karşıya bırakacaktır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Kardeşlerimiz, gece gündüz yoğun gayret ve çaba içerisindeler. Sadece Halfeti'de değil, 20 bin kilometreye varan Şanlıurfa'nın her noktasında polisimiz, jandarmamız, güvenlik birimlerimiz, kamu görevlilerimiz olmaya devam edecekler. Milletiyle bütünleşmiş bir şekilde, Şanlıurfa'nın gelişmesine kastedenlere geçit vermeyecekler. Kardeşliğini, birliğini beraberliğini güçlendirmek suretiyle 'yeter artık, düşün yakamızdan, düşün omuzlarımızdan' diyecekler.
Saldırının gerçekleştiği gece karakola vardıklarında yüzlerce Halfetili'yi ay yıldızlı al bayrakla karakolun çevresinde gördüklerinde, geleceğe yönelik umutlarının arttığını kaydeden Vali Erin, 'O gece, o tepkiyi ortaya koyan güvenlik kuvvetlerimizle, jandarmamızla birlik beraberlik örneği sergileyen ve bu hainlere geçit vermeyeceğini cesurca haykıran Halfetili kardeşlerimizden Allah razı olsun' diyerek, terör örgütlerinin özelliklerini anlattı.


'SAPIK BİR ZİHNİYET İLE MÜCADELE EDİYORUZ'
Bölgede ve Şanlıurfa'da yaşayan Kürtlerin, 35 yıldır kime hizmet ettiğini çok net ve açık şekilde bilinen PKK terör örgütünün saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Vali Erin, Kürtler ve Türklerin bin yıl önce de emperyalist ve siyonist sapık bir zihniyetle mücadele ettiğini, o mücadelenin bugün de devam ettiğini ifade ederek; 'Kürt kardeşlerimize bir ideoloji dayattılar. Zor, silah, öldürme ve yıldırma taktiklerinin en vahşi şekliyle bu milleti yıldırmaya çalıştılar. İnancından, devlet-millet sevgisinden, inancından ve ay yıldızlı al bayrağından uzaklaştırmaya çalıştılar. 35 Yıl sonra geldiğimiz noktada bunu başaramadıklarını, buradan haykırmaktan büyük mutluluk duyuyorum ve başaramayacaklar. Kürt kardeşlerimizden, Arap kardeşlerimizden bizleri ayıramayacaklar. Bizim hamurumuz, kalu beladan beri Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle birlikte karılmıştır. İslamla müşerref olduğumuz günden bu yana, İslamın sancaktarlığını birlikte, cesurca ortaya koyan tek milletiz. Kültürümüz, dilimiz, anlayışımız, geleneğimiz farklı olabilir. Ancak ortak değerlerde birlikteyiz. Anadoluya girdiğimiz ilk günden itibaren omuz omuza bir mücadele ortaya koyduk. Bu mücadeleyi, bin yıldır birlikte yürütüyoruz. Kime karşı mücadele ediyoruz? Bin yıl önce kime karşı mücadele ediyorsak, o zihniyetin aynısıyla bugün de o mücadeleyi yürütüyoruz. O zihniyet, emperyalist, Siyonist zihniyetti. Bu topraklarda, Anadolu'da ve Halfeti'nin de içerisinde olduğu bu aziz topraklarda gözü olan ve bu toprakları kendilerine vadedilmiş topraklar olarak gören sapık bir zihniyet ile mücadele ediyoruz' diye konuştu.


TERÖRÜN ZİHNİYETİNİ TARİF ETTİ
Bölücü terörün, sapık zihniyetin bir ürünü olduğunu belirterek, terör örgütlerinin zihniyetini tarif eden Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, 'Bunların gözünde Türk'ün hiçbir kıymeti olmadığı gibi Kürt'ün de hiçbir kıymeti yok. Kürt kardeşlerimiz dindardır, dinine bağlıdır. Geleneğine, örfüne, adetine düşkündür. Aile mefhumu son derece kutsaldır. Kadına, düşküne, çocuğa olan hürmeti sonsuzdur. Mahremiyet ön plandadır. Kürtlerin hakkını savunduğunu örgütün savunduğu ilkelere bakın. Bunların düşüncesinde ve ideolojisinde Allah yok, bunların düşüncesinde Allah yok. Bunların zikrinde ve fikrinde kardeşlik yok, aile diye bir şey yok. Bizim Kürtler olarak, bu bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimiz olarak bunlarla ortak hiçbir yanımız yok. Ve aradan geçen 35 sene içerisinde Kürtlere hizmet ettiğini iddia eden bu örgütün kanına girdiği onbinlerce Kürt genci var. Hepsi 18'inde, 20'sinde, pırıl pırıl, devletine milletine, geleceğine hizmet edebilecek bu gençlerin kanına girdiler. Diri diri toprağın altına gömdüler. Bunlar; bizim, sizin, komşularımızın çocuklarıydı. Bunlar okuyup, bu memlekete, millete hizmet edebilecek kabiliyete, yeteneğe ve zekaya sahip çocuklardı. Türk kardeşleriyle birlikte, Türkiye Cumhuriyetini daha güçlü kılacak, milletlerarası alemde de bu milletin onurunu daha yükseklere taşıyacak gençlerimizdi, çocuklarımızdı. Ama onbinlercesi hem bu dünyasını hem öbür dünyasını hiçliğe mahkum ettiler. Bizlerin, bu bölgede yaşayan ve millet bağıyla, toprak bağıyla, inanç bağıyla bağlı olan Kürt kardeşlerimizin hiçbir tanesinin artık bu sapık zihniyete teslim edecek bir tek çocuğu bile yok. Ama hep beraber, devletin kurumları yetmez. Sivil yapılanmalar, meslek kuruluşları, kanaat önderleri, aşiret önderleri, toplumun ileri gelenlerinin tamamı artık bu sapık, ayrılıkçı, bölücü zihniyetin karşısında cesurca sesini çıkarabilmesi lazım. Dün komşunuzun çocuğu, yarın Allah korusun sizin çocuğunuz olabilir. Bunlara artık dur demenin tam vaktidir, tam zamanıdır.


'KÜRTLERİN TEK DEVLETİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR'
Türkler, Kürtler ve Arapların aynı hassasiyetlerle birlikte kardeşçe yaşadığı Türkiye Cumhuriyetinin, Kürtlerin de dünyadaki tek devleti olduğunu ifade eden Vali Erin, 'Başka bir devlet arayışına gerek yok' dedi.
Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti: Kürt kardeşlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde her karış toprakta ve her çakıl taşında hakkı, hukuku olan kardeşlerimizdir. Bu memleketin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Geçmişte olan yanlış uygulamaların hiçbir tanesini tasvip etmiyoruz. Cumhurbaşkanımızın her vesile ile dile getirdiği ve ifade ettiği gibi, Kürt kardeşlerimiz geleneğini, göreneğini, dilini, örfünü, adetini özgürce, sonuna kadar yaşayabilecek. Bunun önündeki engellerin tamamı, 15 yıllık süre içinde ortadan kalktı. Analarının ak sütü gibi helaldir, Kürtçe konuşabilirler, kamu hizmetini Kürtçe alabilirler. Kendilerini ifade edebilecek her türlü düşünceye sahip olabilirler ve bu düşünceyi diledikleri şekilde dış aleme yansıtabilirler. Bunun bir tek kısıtı var. Birlik beraberliğimiz, ortak vatanımız, ay yıldızlı al bayrağımız ve inancımız. Bunlara halel getirmemek koşuluyla istediklerini icra etmekte serbesttirler. Bu memlekette Kürt kardeşlerimizin çocuklarının çoğu, Türkiye Cumhuriyetinin en üst makamlarında görevdeler, siyasette, ticarette, kamu bürokrasisinde çok sayıda Kürt kardeşimiz var. Kürt kardeşlerimizin bugün yeryüzünde bir tek devleti var. O da Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Başka bir devlet arayışına gerek yok. Onurlu, haysiyetli bir şekilde bu kardeşlerimizin yaşayabildiği devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Irak'ta, İran'da, Suriye'de de Kürt kardeşlerimiz var. İran'da sesini çıkaran Kürtlerin sabahın köründe darağaçlarında sallandığını hep birlikte müşahede ediyoruz. Irak'ta, Suriye'de Kürt kardeşlerimizin kimlik bile taşıyamadığını hep birlikte biliyor ve görüyoruz. Ama bizler, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bin yıldır onurlu, şerefli ve haysiyetli bir şekilde, sadece Güneydoğu'da değil, İstanbul'da, İzmir'de, Çorum'da, Çanakkale'de Yozgat'ta da hakkı hukuku olan, bu ülkenin tapusunda mührü olan bir milletiz. Dolaysıyla bunların fitne ve fesatlarına dur demek, birliğimizi beraberliğimizi bozmaya yönelik hain tuzaklarına gelmemek, bunların oyunlarına kanmamak, çocuklarımızı bunlara teslim etmemek ve geleceklerini heba etmemek adına hepimizin üzerine düşen sorumluluğu, bihakkın yerine getirmemiz lazım. Şanlıurfa bugüne kadar sağlam bir duruş ortaya koydu. Halfeti de dahil olmak üzere bunlara geçit vermedi, Allah'ın izniyle geçit vermeyecek.


HALFETİ'YE 100 MİLYON TL AKTARILDI
Konuşmasına, Şanlıurfa'ya eğitim, sanayi ve turizm alanında yapılan yatırımlar hakkında bilgiler vererek devam eden Vali Erin, Şanlıurfa'nın son 15-20 yılda kamudan 35 milyar TL tutarında yatırım aldığını ifade etti.
Kamudan aldığı yatırım miktarıyla Şanlıurfa'nın 81 il içerisinde ilk 5-6'ncı sırada olduğunu belirten Vali Erin, Büyükşehir Belediyesi ve YİKOB'un son dönemde Halfeti'ye 100 milyon TL'lik katkı sunduğunu söyledi.
Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti: Şanlıurfa, son 15-20 yıl içerisinde kamudan toplam 35 milyar tutarında yatırım alan ender illerden bir tanesi. 35 Milyar, 35 Katrilyon demek. 81 il içerisinde bir sıralama yaptığımızda, Şanlıurfa ilk 5-6 il içerisinde yer alıyor. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, hükümetlerimiz Şanlıurfa'nın stratejik önemini, değerini ve kıymetini biliyorlar. Onun için de kamu kaynaklarının buraya aktarılması konusunda son derece cömert davrandılar. Cumhurbaşkanımıza, hükümetlerimize, başbakanımıza ve bakanlarımıza müteşekkiriz. Sadece Halfeti'ye bakın. Büyükşehir Belediyemiz ve YİKOB ile 100 milyon civarında bir destek ve katkı sağladık. Milli Eğitim alanında Halfeti'deki eksiklikleri hızlı bir şekilde tamamlamak suretiyle bu yıl tekli eğitimin uygulandığı, sınıf mevcudunda Türkiye ortalamasının yakalandığı bir ilçe haline geldi. Eğitim düzeyi, kültür düzeyi yüksek olan bir ilçedeyiz. İhtiyaç varsa, başka bir eksiklik varsa Kaymakamımız burada, ilçe idarecilerimiz burada söylesinler hemen bugün kararını verelim, yatırım programına alalım. 2018 Yılı içerisinde eksik dersliklerimizi tamamlayalım.


İLÇE OSB'LERİ GÜNDEMDE
Halfeti'de köy yollarının Büyükşehir Belediyesi ve Halfeti Belediyesi işbirliğinde yapılmaya devam ettiğini kaydeden Vali Erin, Şanlıurfa'nın seçimlerden sonra büyük bir kalkınma hamlesi yapacağını ifade etti.
Şanlıurfa'nın turizmdeki ilk hedefinin bir milyon civarındaki turist sayısını 1,5 milyona çıkarmak olduğunu dile getiren Vali Erin, Şanlıurfa'da OSB etaplarının yanında Gıda OSB ve Besi OSB'nin de 2018 yılı içerisinde faaliyette olacağını kaydederek, 'Şanlıurfa, bundan sonra da ilçelerimizdeki OSB'leri harekete geçirmek suretiyle yerli-yabancı yatırımcı sayısının bugünkünün iki katına çıktığı, fabrikaların bacalarının tütmeye başladığı, istihdamın büyük ölçüde gerçekleştiği bir il olacaktır. Biz buna inanıyoruz. Buna yönelik planlamalarımızı da yerel yönetimlerimizle, siyasetçilerimizle, kamu bürokrasimizle birlikte gerçekleştirdik ve emin adımlarla hiçbir engele takılmadan gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bir tek dikkat etmemiz gereken husus, güvenlik ve huzur ortamının devamının sağlanmasıdır. Güven ve huzur ortamı içerisinde yatırımlar gelişir, üretim ve istihdam artar. Değerlendiremediğimiz potansiyeli değerlendirmeyi başarabiliriz. Dolaysıyla güvenlik kuvvetlerimizin gece gündüz ortaya koyduğu fedakarlık için hepsine teşekkür ediyoruz. Vatandaşlarımızın da biraz önce ifade ettiğim gibi, teröriste, tefeciye, uyuşturucu ile toplumu ifsad etmeye çalışanlara geçit vermemesini ve özellikle bu üç konuda kamu idaresi ve kolluk kuvvetlerimizle tam bir uyum ve işbirliği içerisinde çalışmasını özellikle istirham ediyorum' dedi.